GençlikMakaleler

ANALİZ | Yeni Demokrasi Hükümetinden Üniversitelere Darbe!

"Yeni eğitim yasa tasarısı; üniversitelerde özel polis birimlerinin kurulması, üniversitelere giriş sisteminin değiştirilmesi, öğrencilerin üniversitelerde zaman geçirmesinin kısıtlanması, akademinin ticarileştirilmesi ve iş gücü piyasasına uygun üretim endeksli bir alt yapı sağlaması üzerinden şekillenmektedir"

Boğaziçi öğrenci direnişine benzer şekilde 2021’in ilk haftalarında sokak eylemlilikleriyle hareketlenen ve uzun bir süredir dünya gündeminde de yer edinen Yunanistan gençliğinin sokak protestolarına şahitlik ediyoruz.

Yunanistan genelinde sadece öğrencilerle sınırlı kalmayan ve toplumun bütün kesimlerinden destek bulan bu sokak protestolarının temel noktası sağcı Yeni Demokrasi hükümeti tarafından hazırlanan yeni eğitim yasa tasarısı oldu.

Protestolar öğrenci hareketi üzerinden şekillense de esasta toplumun birçok kesiminden Yeni Demokrasi hükümetinin saldırı politikalarına karşı koyuşu da içerisinde barındırıyor. Eylemlere katılım sağlayan mültecilerden işçilere, avukatlardan öğretmenlere, sanatçılara ve taleplerine her şey ortak bir “serzenişi” ifade ediyor. Esasta bütün bu kesimleri buluştuğu temel argüman ise özellikle salgın önlemleri kapsamında ama hükümet olduktan hemen sonra hükümetin polisi tüm toplumsal alanlara yönelik yetkilendirmesi oldu.

Yunanistan Milli Eğitim Bakanlığı’nın ismiyle anılan ve bir “reform” olarak lanse edilen bu tasarı; uzun bir süredir üzerine çalışılan ve uygulanması için alt yapısı hazırlanan bir yasal düzenleme olarak Yeni Demokrasi hükümetinin ilk günden itibaren gündeminde yer alıyordu. Sağcı Yeni Demokrasi hükümeti iktidar olduğu ilk günden beri esas yönelimini tüm toplumsal muhalefeti ve esasta da toplumun temel dinamiği olan gençliği bastırmak üzerine kurdu diyebiliriz.

Türkiye ve Yunanistan’daki gençlik mücadelesinin benzerlikleri

Otoriter bir iktidar eğilimiyle sahaya çıkan Yeni Demokrasi hükümeti halkın üzerinde baskı kuracak ve bunu yasal olarak da destekleyecek bir dizi düzenlemeye imza atmaktadır. Sınır politikalarından mültecilere dönük politika ve yaklaşımlara, öğretmenden öğrenciye, işçiden sanatçıya… her kesime yönelik, sindirme, baskı altına alma ve engelleme perspektifiyle hareket eden Yeni Demokrasi, bu noktada önüne çıkan her engeli de kolluk gücünü sahaya sürerek ve saldırıp gözaltı yaparak aşmaya çalışmakta; bunun için de polisi daha fazla yetkilendirme üzerinde yoğunlaşmaktadır.

20 yıllık geçmişi olan AKP’nin iktidarlaşma süreci açısından yaşanan benzerliğin yanında Türkiye ve Yunanistan’daki gençlik mücadelesinin benzerliklerinin de altını çizmek gerekir. Keza yakın süreçlerde patlak veren gençlik protestoları birbirinden kopuk değildir. Her iki ülkenin yarı-sömürge konumları üzerinden şekillenen neo-politikalarla dansı ve 2008 krizi ve yer yer isyanlara yol açan krizin hâlihazırda derinleşmesi gibi benzerlikleri de not düşmek gerekir.

Örneğin, Yunanistan’da 2010 yılında patlak veren isyan dalgasının devamında 2013 yılında Türkiye’de Gezi İsyanı’nın yaşanması tesadüf değildir. Her iki ülkede de son 10-12 yılda yaşanan ekonomik, siyasal krizlerin seyriyle biçimlenen sokak protestoları kendi özgünlükleriyle farklılıkları olduğu kadar aslında dünya nezdinde yaşanan krizin bir sonucu olarak doğdu.

Gelinen noktada Covid-19 ile harmanlanan ekonomik ve siyasal krizin, iki ülke üzerindeki etkileri ciddi bir toplumsal ayaklanma dinamizmini barındırmakta ve geliştirmektedir.

Bir farklılık olarak reformist-sol çizgiyle toplumsal ayaklanmanın gazını alan Yunanistan devleti ve emperyalistler, Syriza hükümeti ile istediği sonucu almayınca yönünü sağa doğru çevirmek zorunda kaldı. Bu süreçte Syriza bir geçiş olarak var olan toplumsal öfkeyi bastırma ve dezenformasyona uğratma üzerinden geçici bir görev sağladı.

Bir buçuk yıldan fazla bir süredir iktidarda olan Yeni Demokrasi Hükümeti’nin kısa vadede toplumu dizginleme çabası Syriza’dan kalan mirası değerlendirmek oldu. Burada bir not daha düşmek gerekir; genel olarak bugün sağcı iktidarların esas yönelimlerinin toplum içinde devrimci dinamizmi değerlendiren ana hatlara yönelik olmasını gözden kaçırmamak gerekir. Yunanistan ve Türkiye’deki politik atmosfer de bu biçimde ilerlemektedir.

 

Politeknik’ten bugüne direniş!

Tam olarak burada; yaş, kavrayış, refleks, öfke vb. gibi bir dizi avantajla devrimci dinamizmi içinde barındıran ve yıkım ile yeniyi yaratma temelinde toplumsal devrimin motor gücü olan gençlik kesimiyle, bu kesimin devrimci dinamizmini değerlendirmek isteyen güçlerle arasına set örülmeye çalışılması her iktidarın alışılagelmiş temel politik yönelimidir.

Bu temelde Yeni Demokrasi hükümetinin bugün Kerameus ile dayattığı yeni eğitim tasarısının temel amacı açığa çıkmaktadır.

Bu amaç doğrultusunda Yeni Demokrasi hükümeti, 2019 yılında polisin üniversitelere girişini onaylayan bir yasal düzenlemeye imza atarak ilk adımı atmış oldu. Bu yasal düzenleme sürecinde eski yasanın üniversite kampüslerini “suç yuvasına çevirdiğini” savunan Başbakan Mitsotakis, “Üniversitelerde polis istediğimizden değil, ama öğrencileri yaşamlarını kontrol eden kapüşonlulardan kurtarmak istiyoruz”, “sokaktakiler küçük bir azınlık” sözleriyle açıkça hedeflerinin devrimci, sol, sosyalist ve anarşistler olduğunu ortaya koydu. Bu süreçle birlikte 1982’den beri polisin üniversiteye girişini engelleyen yasa değiştirildi ve polis ilk defa Yunanistan’da üniversiteye girmiş oldu.

Politeknik Direnişi olarak anılan 1967’de yönetime el koyan Albaylar Cuntası’na karşı 14-17 Kasım 1973’te öğrencilerin Atina Politeknik Üniversitesi’nde gösterdiği direnişin, cuntanın yıkımında temel etken olduğu savunulur.

Politeknik’te 3 gün direnen öğrencilere Albaylar Cuntası tarafından 17 Kasım 1973’te bir saldırı düzenlenir ve üniversite kapıları panzerle ezilerek 34 öğrenci katledilir. Yüzlerce öğrenci de işkencelerle tutuklanır ve birçok insan kaybedilir. Politeknik direnişinden bir yıl sonra Albaylar Cuntası yıkılır ve 1982 yılında onaylanan bir yasayla Yunanistan’da akademik özgürlük, Politeknik Direnişi temelinde bir dokunulmazlık elde eder.

 

Yeni Demokrasi’nin Derdi Gençlik İsyanı!

Gelinen aşamada Yeni Demokrasi hükümeti, polisin üniversiteye girişini onaylamakla yetinmedi ve toplumun en dinamik kesimi olan gençliği bastırmak üzerinden yeni bir eğitim yasa tasarısıyla üniversiteleri ve akademik özgürlüğü tamamıyla tahakkümü altına almak için 11 Şubat 2021’de yeni eğitim yasa tasarısını bütün protestolara rağmen onayladı.

Yeni eğitim yasa tasarısı; üniversitelerde özel polis birimlerinin kurulması, üniversitelere giriş sisteminin değiştirilmesi, öğrencilerin üniversitelerde zaman geçirmesinin kısıtlanması, akademinin ticarileştirilmesi ve iş gücü piyasasına uygun üretim endeksli bir alt yapı sağlaması üzerinden şekillenmektedir.

Başbakan Mitsotakis ise tıpkı Recep Tayyip Erdoğan gibi çeşitli suçlama, hedef gösterme ve hedef şaşırtmalarla Kerameus eğitim yasa tasarısını savunmaya çalışıyor. Örneğin “üniversiteye polis değil, demokrasi giriyor” sözlerini sarfediyor. Mitsotakis’in bu cümleyi kurduğu dakikalarda başta Yunanistan Parlamentosu’nun önü olmak üzere neredeyse tüm Yunanistan’da on binler sokakta tasarıyı protesto etmek ve engellemek için eylemler gerçekleştiriyordu.

Bizzat Mitsotakis salgından kaynaklı gençleri hedef göstermekten de çekinmeyerek kitleyi “halkın sağlığını riske atmak”la ve “teröristlikle” suçladı. Haftalardır süren protestoları bastırmak için polisle beraber her türlü saldırı aygıtına ve Covid-19 yasaklarını genişletmeye başvuran hükümet, kitlenin direnci karşısında her defasında çaresiz kaldı ve on binler sokakları doldurdu.

Birçok eylemde Boğaziçi direnişini de selamlayan Yunanistan öğrenci gençliğinin son protestolardaki kararlı duruşu, onaylanan eğitim yasa tasarısının sadece kağıt üzerinde kalacağı kanısını güçlendiriyor. Bu da gösteriyor ki; önümüzdeki süreçte uygulanmaya başlayacak yasa tasarısı ile üniversiteler ve beraberinde sokaklar daha fazla hareketlenecektir. Bu hareketlilik sadece öğrencilerle sınırlı kalmama, daha geniş bir kesimi kucaklayarak ciddi bir hareketlilik yaratma potansiyeli de taşımaktadır.

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu